AİLE VE GENÇLİK-12
Sevgili okurlarım, kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü o cahiliye döneminde İslam’ın doğduğu ve dünyaya dalga dalga yayıldığı kutsal topraklara yönelik yapmış olduğumuz yaklaşık 2 aylık ziyaretimizin sona ermesinin ardından sizlerle tekrar beraber olabilme mutlu-luğunu bizlere bahşeden rabbime hamdı olsun. İnsanoğlunun, yaratanına karşı aczinin itiraf edildiği, dünyadaki konumu, serveti ne olursa olsun Allah’ın kulu olduğunu hatırladığı, hayatımızın en değerli zamanlarını geçirdiğimiz kutsal mekânlardan Mekke ve Medeniyet şehri Medine’de bir kez daha şunu gördük ki insan Allah’ın hitap ettiği, muhatap aldığı, kendisi için sayısız nimetlerin yaratıldığı en münevver, en şerefli varlığıdır. Hayatının devamında aile olgusuna ihtiyaç duyan ve ailenin meyveleri olan çocuklarını da ilmin ışığında yetiştirmekle de görevli olan ebeveynlerin maddi ve zaman imkânları dâhilinde bu kutsal topraklara çocuklarını da alarak ömürlerinde bir defada olsa ziyaret etmeleri bana göre hayatlarında ki en önemli kazanımları olacaktır. Fertlerin ve toplumların maddi-manevi her alanda yükselmelerini ve ilerlemelerini sağlayan unsurların başında gelen ilmin doğduğu yer olan kutsal topraklar yönelik yapılacak yolculuk, aynı zamanda Allah’ın Müslümanlar üzerindeki bir hakkıdır da. Yeni başlayan eğitim yılımızda müfredatlara konulan seçmeli Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz Hz Muhammed’in hayatını konu alan derslerin işlenmesiyle de, inanıyorum ki o kutsal mekânların üzerlerinde taşıdıkları değerleri anlamamıza da yardımcı olacaktır. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ve sahabe-i kiram, Kur’an ahlakının insanlara kazandırdığı üstün ve modern medeniyet anlayışının en güzel temsilcileri olmalarıyla birlikte İslamiyet’in doğuşundan itibaren her dönemde de Kur’an dünyayı aydınlatan bir ışık olmuştur Kutsal topraklarda doğan ve dalga dalga dünyaya yayılan görkemli İslam medeniyetinin temelinde ise eğitime, bilim, kültür ve sanata verilen önemi görürüz. Bu sebeple dinimiz, ilme, okumaya ve öğrenmeye büyük bir değer vermiş, kadın-erkek bütün Müslümanlara, kendilerine gerekli olan ilimleri öğrenmeyi farz kılmıştır. O kadar ki, İnsanlığa hidayeti ve gerçek saadeti göstermek üzere Mekke’de nazil olan Kur’an-ı Kerim’in ilk ayeti de Hz. Peygambere “Oku” olmuştur.! Hangi sınıftan olursa olsun, insan olmaları yönünden bütün insanları bir tarağın dişleri gibi eşit sayan İslamiyet, “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”, “Allah içinizden iman edenlerle ilme nail olanların derecelerini yükseltir” Çünkü;“Kulları içinde Allah’tan gerektiği şekilde ancak ilim sahipleri korkar” gibi ayeti celililerle ilim sahiplerini yükseltmiş, “Sakın cahillerden olma”, “Cahillerden yüz çevir” gibi pek çok ayeti celile ile de cehaleti ve bilgisizliği yermiştir. Kur’an-ı Kerim’e göre her türlü kötülüğün, batıl inanç ve sapık düşüncelerin, hatta şirk ve küfrün gerçek sebebi bilgisizlik ve cehalettir. Bu yüzden İslam’dan önceki karanlık devreye İslam tarihinde; “Cehalet Devri” denilmiştir. İlim ise, küfrü, sapıklık ve karanlığı yırtan, hakikat yolunu aydınlatan bir nur dur. Bu bakımdandır ki hak batıldan, hayır şer den, iyi kötü den, doğru eğri den ancak ilimle seçilebilir. Peygamberimiz (s.a.v.), İslam’ı tebliğe başladığı ilk günden itibaren eğitim ve öğretime büyük önem vermiş, Medine’ye hicret etmesinin hemen ardından bizzat kendiside inşaatında çalışmak üzere ilk olarak bir mescit inşa ettirmiş, sonrada “Suffe” adı verilen yatılı okulu açmış ve burada yalnızca ilim ve ibadet esas alınmıştır. Bununla beraber açılan her mescidin yanı başında eğitim ve öğretim merkezleri de açılmıştır. Ayrıca Peygamberimiz (s.a.v.), “İlim Çin’de de olsa alınız. Çünkü ilim kadın-erkek her Müslüman’a farz dır.” buyurmuştur. Cehaletin, tembelliğin ve geriliğin dinimizde asla ve asla yeri yoktur. Anne ve babalar olarak çocuklarımızı iyi yetiştirelim. Hem kendimizin, hem çocuklarımızın özellikle kitap okumalarını sağlayalım. Kitap okumak, insan için en kolay ve en etkili öğrenme yoludur. Gelişmiş ülke toplumlarının, sahip oldukları bilgilerinin %60’ını bu yolu kullanarak edinmiş olduklarını da unutmayalım. Kitapla barışık olmayan, okumayan hiç bir insan kendini geliştiremez. Peygamber Efendimizin; “Ya alim (öğretici) ol, ya öğrenci ol veya dinleyici ol. Dördüncüsü olma helak olursun” hadisini de asla ve asla aklımızdan çıkarmayalım. Bir başka sayıda kutsal yolculuğun hatıralarını da paylaşmak dileği ile selam ve sevgilerimle.
23.11.2012
Hamit KURT
|