AİLE VE GENÇLİK-8
Parçalanmış ailelerde çocuklar: Ölüm ve boşanma nedeniyle parçalanmış ailelerde yetişen çocuklarda öncelikle uyum sorun-ları görülür. Çocuklarının üzerinde denetimi olamayan ailelerin çocukları, genelde okulu bı-rakmaktadırlar. Çocuklar, bu aşamadan sonra anne ve babalarının yerini tutacak birisi olma-yınca çirkin emelli kişi, ya da grupların tuzağına düşebilir. Kişilik ve davranış bozuklukları da görülen çocukların bu hallerinden yararlanan karanlık eller, onları görünmeyen bir yöne doğru çekip sürüklerler. Anne ve baba sevgisinden yoksun yetişen çocukların, benliklerini ve kim-liklerini kazanmalarında zorlandıklarından dolayı, genellikle aileye karşı başkaldırma meyil-lisi oluyorlar. Ailede babanın yokluğu, çocuklarda suç işleme eğilimini artırır. Gençlerin, ö-zellikle çocukluk dönemlerinde anne ve babalarıyla başlayan ilişkileri son derece önem arz eder. Çünkü bu dönemde anne ve baba sevgisinden, şefkatinden, sıcaklığından, tecrübelerin-den, dinî bilgilerinden, verecekleri edep ve terbiyeden yoksun yetişen çocuklar, toplum içeri-sinde âdeta, pimi çekilmiş bomba gibi dolanırlar. Ülkemizde işlenen suçların nedenleri ve sonuçları ne olursa olsun, işleyenlerin genelde bu tür parçalanmış, bölünmüş aile çocuklarından kaynaklandığıdır. Parçalanmış ailede anne-baba olmadığından dolayı erkek çocuğun erkeksi davranışlarını bilgisi nispetinde desteklemesi, onun iyi yetişmesine nispeten katkı sağlayabilir. Boşanmış ebeveynler çocuklarını aramaz, sormaz, onlarla ilgilenmezse çocuklar, bu tür ailelere karşı düşmanca duygular besler ve bu duygularını bütün erişkinlere yayarlar.
Seven ve benimseyen demokratik aile: Çocuklarını benimseyen ve seven, anne ve babaları arasında saygı ve sevgi bağı bulunan, so-runların konuşularak çözüme kavuşturulduğu, kavga ve anlaşmazlıkların olmadığı, çocuklara söz hakkının tanındığı, cezaların ılımlı bir şekilde verildiği, ceza verilirken amacın çocuğu sindirmek değil, sorumluluk sahibi olmasını sağlamaya yönelik bir ailedir. Anne sevecen, baba biraz daha otoriter ama ılımlı ve demokratiktir. Bu ailelerde çocuklara, deneme yanılma payı bırakılır, çocukların düşünce ve davranışları hoşgörü ile karşılanır. Yan-lış düşünceleri ve hatalı davranışları yol gösterme veya demokratik bir tartışma ile giderilme-ye çalışılan bu ailelerde, çocuğun bağımsız hareket edebilmesi desteklenir. Şeffaf şekilde yetişen böylesi aile çocuklarından, yaşından büyük sorumluluklar beklenemez. Ayrıca, çocuğun özgürlükleri kullanabileceği ölçüde, kötüye kullanmadığı müddetçe arttırılır. Uzunca nasihatlerin verilmediği çocuklar, bir yetişkin gibi oturup ailesiyle rahatça konuşur ve bazı konuları da demokratik bir şekilde tartışırlar. Derslerini aksatmamaları şartıyla, spor yapmasına ve çeşitli sosyal aktivitelere katılmasına izin verilen çocukların giyim-kuşamlarına müdahale edilerek onlarla tartışma ortamına girilmez. Yine, bu ailelerde yetişen çocuklar, ergenlik dönemlerinde bocalamaya girerler, başkaldır-maları ise şiddetli değil, yumuşak şekilde olur. Aile, çocuklarını desteklediği için kendi başlarına yaşayabilmelerine de fırsat tanır. Aile, ço-cuklarının kendi başına farklı bir ortamda yaşamasını yadırgamadığı için, “çocuklarım elden gidiyor” diye de tedirgin olmaz.
Geleneksel ataerkil aile Bu tür Türk aile yapısında babanın tartışılmaz bir otoritesi vardır. Çocuklarla baba arasında, korkuyla karışık bir saygı vardır. Çocuklar, taleplerini anneleri vasıtasıyla babalarına iletirler. Çocuklarının, çocukluk devreleri bitince sevgisini farklı şekilde ifade etmeye başlayan baba, evde bir huzursuzluk olduğunda hanımına, “çocukları iyi yetiştiremiyorsun” diye suçlamalar- da bulunur. İşte bu tür geleneksel Türk ailelerinde anneler fedakâr, yemeyip yediren, giymeyip giydiren, kocasına korku ölçüsünde saygı gösteren, duyguları, istekleri ve ihtiyaçlarının hesaba alınmadığı ve yakınmaya dâhi haklarının bulunmadığı bir konumdadır. Ailede kurallar ve cezalar belli, davranışlar ise tutarlı ve daha önceden kestirilebilir nitelikte olduğu için, özellikle çocukların ev içerisinde babalarına karşı daha saygılı bir ilişkiye girdikleri için, ba-balarının evde bulunmadığı zamanlarda babalık rolünü üstlenerek hane halkına emreden rolü-nü üstlenirler. Geleneksel eğitimle yetişen çocuklar büyüklerine karşı saygılı, kurallara uyan, geleneklere bağlı faydalı birer birey olurlar ancak, girişken olamayan, yeni durumlara uyum sağlayamayan üreticiliği de olmayan nitelikte olurlar.
Anneler, babalar ve gençler Uyumlu çocukluktan sonra değişen davranışlarla gelen ergenlik dönemi, pek çok anne ve babayı hazırlıksız yakalar ve şaşırtır. Her şey yolunda giderken aniden öfkelenir, huysuzlaşır. Aileleri ise, kuralları hiçe sayan ve bir anda sert tepkiler sergileyen gençlere karşı ilk etapta soğukkanlı davranamazlar. Bu aşamada, sert tartışmalar yaşanırken, gençlere karşı nasıl davranacaklarını bilemeyen aileler bir bocalama içerisine girerler. Böylece, aile ile gençler arasındaki iletişim kopar ve katı tutumlar, meydan okumaya dönüşür. Gençler, bu dönemde tutarsız davranarak, bağırıp çağırmaya başlar, sinirli halleriyle evden giderler. Eve geri dön-düklerinde ise anne ve babalarıyla sanki hiç bir şey olmamış gibi de şakalaşmayı ihmal etmez-ler. Anne ve babalarını eleştiren bu dönemdeki gençler, sanki her şeyi öğrenmiş, artık aile-sinden öğrenecekleri hiçbir bilgiye ihtiyaçları yokmuşçasına hararet ederler. Verilen nasihat-lar ile davranışları arasındaki tutarsızlığın yüzlerine vurduğu ve ailesini eleştirme fırsatını kaçırmak istemeyen bu gençler, anne ve babalarının düşüncelerine karşı zıt sözleri seçerler ve onlarla tartışırlar. Babasının politik fikirlerine muhalefet ederlerken, buna tahammül edeme-yen baba da, tartışmaktan kaçınarak, tartışmayı kısa keser. Ergenlik çağına gelen gençlerin burada yapmaya çalıştıkları asıl konu, evin içinde farklı fikirlere sahip kişilerin olduğunu da ispat etmektir. Dışarıda sıkılgan, aklıselim ve sakin davranan gençleri, aile içerisinde fırtınalar koparmasını anne ve babalar anlamakta bazen zorlanırlar, bazense anlayamazlar. Kendi anne ve babalarını eleştirmelerinin yanı sıra bir başka anne ve babanın iyi yönlerini örnek gösteren gençlerin bu davranışları, ailelerini daha da çileden çıkartır. Arkadaşları ile ilgili olumsuz bir söz söylenmesi hâlinde evde sert tartışmaların yaşandığı ailede, anne ve babanın da ilgilerinin kesildiği gençler, tepkilerini derslerini ihmal ederek gösterirler.
15.08.2012
Hamit KURT
|