AİLE VE GENÇLİK-15
Yapılan bir araştırmada aile bireylerinin internet Cefalara ilişkin görüşleri sorulduğunda ilginç cevaplarla karşılaşıldığı belirtiliyor. İnternet cefalarda öğretmen gibi bir danışmanın bulunması gerektiği, kullanıcıların erişebil-dikleri sitelerin yeterince denetlenemediğinden dolayı olumsuz ve kötü amaçlı arkadaşlık deneyimlerinin yaşanabileceği gibi talepler, ailelerin verdiği cevaplar arısında yer alıyor. Denetimsiz ve gözetimden uzak internet cefalar, çocukların kötü alışkanlıklar edinmesine neden olurken, oyun amaçlı kullanıldığında aileler, genellikle çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kuramamaktadırlar. Oyun amaçlı kullanımın artması, ileride çocukların akademik başarısını olumsuz yönde etkileneceğinden endişe duyan anne ve babalar özellikle internet cefalarda bir danışmanın bulunmasının gerekliliğine dikkat çekiyorlar. İnternet cefaların genelinin fiziksel koşullarının insan sağlığına uygun olmadığından, çocukla-rının boş zamanlarını buralarda geçirmelerinin de insanları tedirgin eden bir başka yönü olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca, aileler evlerine internet bağlattırarak, çocuklarını sağlıksız bu tür internet cefalara gitmelerine engel olmaya çalışıyorlar. Bir başka araştırmada gelir düzeyi düşük aile çocukla-rının internet cefalara rağbeti, yüksek gelir gruplarındaki ailelerin çocuklarına oranla daha düşük olduğu tespit edilirken, aşamalı olarak yapılan çoklu ilişkiler incelendiğinde ise aile bireylerinin internet cefalara ilişkin görüşlerinin değişken yönlerinin bir diğerinin de, psiko-sosyal sorunları beraberinde getireceği yönündedir. İnternet kullanımı noktasında yapılan bir araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda yapılan değerlendirmelerden yola çıkılarak, internet kullanımı konusunda bazı sonuçlara varılmış, bu sonuçlara göre çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Bu araştırma kapsamında, çocuklar ile ebeveynlerin internet kullanımlarına ilişkin iletişim, sağlık, mekân ve güvenlik boyutlarına yönelik sonuçlar ortaya çıkartılmış ve şu öneriler geliş-tirilmiştir: 1-Yapılan incelemelerde annelerin okuma-yazma oranları, eğitim düzeyleri babalardan düşük olması nedeniyle, interneti babalardan ve çocuklardan daha az kullanıyorlar. Buna bağlı ola-rakta internetteki bazı içeriklerin güvenlik ve etik açısından, babalar ile çocuklara göre daha az tehlikeli görmelerinin temelinde yatan nedenin eğitimin olduğu, 2-Ebeveynler ile çocukların fizyolojik ve psiko-sosyal sorunları açısından bilgi ve önlem alma düzeylerinin çok yetersiz olduğunu, bu nedenle de sağlıklı internet kullanımı ile ilgili anne ve babaların eğitimine önem verilmesini, bilgisayarı sağlıklı kullanmayla ilgili olarak fiziksel koşulların düzeltilmesinin istenmesi, Sağlıklı oturuş biçimi ile ilgili olarak uzmanlarınca broşürler hazırlanıp, örnek fotoğraflarını özellikle kamu kuruluşları olmak üzere cadde, sokak ve muhtelif yerlerde panolardan istifade edilerek toplumun bilgilendirilmesi sağlanmalı, Çocukların bu konuda ki eğitimleri için özellikle ilk ve ortaöğretimde mevcut teknoloji ve medya kullanımı, derslerinde konuya gereken ilginin gösterilmesi sağlanmalı, derslerin zen- ginleştirilmesi için mevcut programların geliştirilmesi, bunların güncellenmesini sağlayan yapılanmalara gidilmesi 3-Yetişkinlerin iletişimde en çok kullandıkları teknolojinin cep telefonu, iletişimde çocukların kullandığı teknolojinin internet olduğu bu durumun, ebeveynlere erişmenin en kolay yolunun mobil teknolojilerle sağlanabileceği, bu bağlamda ise çocukların, yetişkinliğe doğru adım at-tıkça cep telefonunu daha çok kullanmaya başlayarak bu süreçten sonraki iletişimde mobil ile-tişimin daha popüler hâle geldiği, 4-Çocukların, anne ve babaların baskılarından kaynaklı internette güvenlik ve etik açısından maruz kaldıkları tehlikelerin daha çok olduğu tespit edilmiştir. Özellikle bilişim suçları, şiddet ve terör, pornografi, çocuk istismarı gibi konularda yasal tedbirlerin alınması, yaptırım gücü yüksek cezaların verilmesi, kurumsal anlamda sıkı teknik önlemlerin alınmasını zorunlu hâle getiriyor. Bu bağlamda, 23 Mayıs 2007 tarihinde yürürlüğe giren, “İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun (No: 5651)”, intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu madde kul-lanımının kolaylaştırılması, müstehcenlik, fuhuş ve kumar içerikli sitelerin yayınını engelleme konusunda önemli bir adım olarak değerlendirilirken, bilgi ve içerik sağlayan sitelerin yayın- ladıkları her türlü içerikten sorumlu tutulmalarının ise sevindirici bir gelişme olduğudur. 5-Çocukların, anne ve babaların interneti en çok görüntülü, yazılı ve sesli iletişim kurmak amacıyla kullandıkları, psiko-sosyal sorunlar için de MSN- Facebook açık olmadığı zamanlar-da bireylerin kendilerini huzursuz ve tedirgin hissetmeleridir. Bu nedenle; -Çocukların, evlerinden internete bağlanmaları, anne ve babalarının kontrolünde olmalı. -Evde, bilgisayarın ortak kullanım alanlarında bulunması sağlanmalı, internete bağlanma ve bilgisayar kullanma sürelerine sınırlama getirilmesi -Çocukların, internet üzerinden kimlerle tanıştığı ve görüştüğü takip edilmeli, filtreleme prog- ramları ile internette yaptığı bağlantıların günlüklerini tutan programlardan yararlanılması, bu tür programların kullanımının teşvik edilmesi için de seminerler düzenlenmesi. -İlgili bakanlıklar bünyesinde, internet âdâbı, internette güvenlik ve etik ile ilgili bilgi, yar- dım ve desteğin sağlandığı web portallarının hazırlanması, bu konuda var olan web sitelerinin çeşitli medya kanalları yardımıyla reklamı yapılarak kullanımının yaygılaştırılması sağlanma-lı. 6-Ebeveynler ve çocuklar açısından önemli olan bir diğer konu, internetin Türkçe’nin düz- gün kullanımını engelliyor olması. Çocuklara, edepli internet kültürünün aşılanması için okul- larda ve aile içinde eğitime önem verilmesi, bu konuda yapılabilecek yasal ve teknik önlemle- rin alınarak internet içeriklerinin, Türkçe’nin düzgün kullanımına uygunluğunu denetleyen mekanizmaların kurulması sağlanmalı. 7-Güvenlik açısından ortaya çıkan sorunların başında, lisansız yazılım kullanma ve bilgisayar virüslerinin geldiği, bunun nedeninin ise, lisanslı yazılımların çok pahalı olması ve lisanslı yazılım kullanma kültürünün ülkemizde henüz yerleşmemiş olmasıdır. 8-Ebeveynlerin, internet kullanım süreleri ve sıklıkları arttıkça, aileleri ile geçirdikleri zama- nın azaldığı ve bilgisayar başında çok vakit harcamalarından şikâyetlerin artmış olması. İnternet kullanım süre ve sıklıklarına bağlı olarak fizyolojik ve psiko-sosyal sorunların art- ması gibi nedenler, ailelerin internet kültürünü sosyal hayatla bütünleştirmekte sorunlar ya- şandığını da gözler önüne seriyor. Her ne kadar ülkemizde çok konuşulmasa da, ilgili alan- incelemesinde, internet bağımlılığı konusunda dünyanın pek çok ülkesinde sorunların yaşandığı önemli bir konu olarak ortaya çıkıyor. Sağlıklı toplumsal bir yapının tesis edilmesi, bireyler arası iletişimin sağlıklı olması, fiziksel ve psikolojik açıdan sağlam bireylerin yetiştirilmesiyle mümkündür. Sosyal etkinlikler ve çeşitli faaliyetler, ailelerin hayatında önem bir yer tutar. Hızlı hayat temposu içinde yetişkinler ve çocukların, toplumsal kaynaşmayı sağlayacak sosyal etkinlikler içinde olmaları sağlanmalıdır. Bu amaçla; Teknoloji ile daha çok çalışmak yerine, daha kısa süreli ancak, verimli çalışmanın yolları araştırılmalı, bu konuda yapılacak araştırma projelerine destek verilmeli ve bunun Türk toplu- munun hayat tarzı ile entegrasyonu sağlanmalıdır. Özellikle, babaların ve annelerin iş yerinden mesai saatleri içinde dahi internete bağlanma oranlarının oldukça yüksek olduğu görülmüştür. Bu nedenle, iş yerlerinde belirli zaman dilimlerinde internet kullanımının kısıtlanması, yada bireylerin ara vererek verimli çalışmalarına imkan tanıyan yapılanmalara gidilmesi. 9-Çocukların, internet cefalardan internete bağlanma oranları arttıkça, internetteki kimliği belirsiz kişilerce hakaret, tehdit ve ahlâksız tekliflerle karşılaşma oranlarında artışın olduğu da göz ardı edilmemelidir. . Bu nedenle ailenin, çocuklarının internet cefalarda geçirdikleri vakitlerinden tedirgin olmaları gibi durumları da göz önünde bulundurulduğunda, toplumumuzda gün geçtikçe yeri ve önemi artan, toplumun sosyal yapısını ve ilişkilerini etkileyen, ekonomik yapılarının yanı sıra kültü- rel, sosyal yapılarını da etkilediği muhakkaktır. Toplumsal dönüşümü hızlandıran internetin vazgeçilmez mekânı olan internet cefaların, içinde bulundukları olumsuz ve kötü intiba konumlarından, her birinin birer eğitim, kültürel etkinlik ve diyalog merkezleri hâline getirilmesini sağlamak için projeler geliştirilmeli, bu tür projelerin geliştirilmesi teşvik edilmelidir. Bazı internet cefaların ıslahına yönelik bu tür projelerde, annelerin katılımının sağlanmasına ve bu süreçte aktif rol almalarına da imkân tanınmalı. 10-Bir ülkenin bilim ve teknoloji alanında gelişim kaydetmesi, pek çok faktöre bağlı dina- mik ve karmaşık bir süreçtir. Toplumun, teknolojiye entegrasyonunun sağlıklı bir şekilde ger-çekleştirilmesi, bu konuda geniş çaplı bilimsel ve teknolojik hedeflerin belirlenmesi kapsamlı politikaların geliştirilmesiyle sağlanabilir. Türkiye’de internet kullanan ailelerin profilleri incelendiği bu çalışmada sağlıklı iletişim, mekân, güvenlik ve etik bazı sorunlar tespit edilmiş, bu sorunların çözümü için öneriler geliştirilmiştir. Bu çalışmada geliştirilen önerilerin sağlıklı bir şekilde uygulanması, yukarıda belirtilen diğer nedenler de göz önünde bulundurulduğunda, ülkemizde bilimsel ve teknolojik alanlardaki gelişmeler konusunda kısa ve uzun vadeli politikalar geliştirilmesini zorunlu kılacaktır. 26.12.2012
Hamit KURT
|