Öncelikle şu soruyu samimiyetle kendimize sorarak başlamak istiyorum. İnternetten gerçekten evlilik yapılabilir mi? yapılırsa bu ne kadar mantıklıdır? Uzun ömürlü olur mu? ve mutlu olunabilir mi? Bu soruların cevabını yine birlikte arayacağız. Bilgi teknolojisinin sınırları zorladığı 21.yy dünyasında internet sayesinde eriştiğimiz iletişim ve bilgi edinme modeline çok kısa bir sürede adapte olduk. Çağın bu icadı sayısız rahatlık, kolaylık ve fayda sağlamıştı hayatımıza. Tabi ki artık onsuz bir yaşam düşünülemez olmuştu, ancak; şu da bir gerçek ki bazı alışkanlıklarımız, hayat tarzımız eskisinden bir hayli farklı olarak değişti. Bu değişimden öncelikli olarak etkilenenlerden biri de ahlaki değerlerimiz ve evlilikler oldu. İnternet kullanımının artması ile kişiler arasındaki iletişimlerde zaman mefhumu aradan kalktı. İnsanlar çalışırken dahi birbirleri ile hızlıca yazışabiliyor ve birbirlerinden daha sık haber alabiliyorlar artık. Aralarında internet kanalıyla iletişim kuranlar uzakta “şehirlerarası ve yurt dışı” olduğunda dahi kısa zamanda haber alabilme imkânını yine internet ve cep telefonu sayesinde elde edebiliyorlar. Hayatımızı bu ve benzeri noktalarda kolaylaştırmasının yanı sıra amacı dışında kullanılan internetin kısa süre içerisinde insanlar üzerinde bıraktığı olumsuz etkilerine bakıldığında son 10 yılda diğer boşanma sebeplerinin yanında internetin de artık bir başlık olarak yer aldığını istatistiklerde ve yargı kararlarında görür olduk. Özellikle aile içi iletişimlerin azalmasıyla, internet üzerinden yasak ilişkilerin yaşanmaya başlaması, internet pornografisinin “Web camda seks” kullanımı gibi ahlak dışı iğrenç yaşamlardan kaynaklı internetin ve cep telefonlarının neden olduğu boşanmalarda da ciddi bir artış oldu. Buna paralel olarak eşler ve çocuklar arasında iletişim problemleri nedeniyle terapi merkezlerine gidenlerin yada bu alanla ilgili meydana gelen sağlık sorunları nedeniyle kullanılan ilaç oranları neredeyse 4’e katladı. Son zamanlarda yapılan araştırmalar evliliklerin %50’sinin ilk 5 sene içerisinde sona erdiğini ortaya koyarken, boşanmaların artmasında internetten ve telefondan aldatmaya dayalı eşler arasında ki sorunlarda da ciddi artışlar oldu. Ailelerin özellikle beraber olma fırsatını buldukları akşam saatleri ve tatil günlerinde uzun süren saatler boyunca internette kaldıkları, birbirlerini, çocuklarını, ailenin diğer bireylerini, eş-dost akrabalarını, önemli işlerini ihmal ettikleri ve bunlarla iletişimlerinin neredeyse bitme noktasına geldiği bir vakıa iken, iletişimin azalmasıyla bu ve benzeri alanlarda çatışmaların şiddeti de arttı. Çözüm arayışı yerine kafamı dağıtıyorum, buralara beni eşimin ilgisizliği sevk etti bahanesiyle başka başka erkeklerle ve kadınlarda sözde mutluluk aramalarda artış görülürken, İnternetten ve “Msn. Facebook” telefondan karşıdaki erkeğe başından geçen tüm ailevi sorunlarını anlatıp evinin mahremine kadar utanmadan, sıkılmadan hayâsızca ifşa eden, kredi kart borçları ile maddi-manevi diğer tüm sorunlarını ağlayarak çarşaf çarşaf ortaya seren, kahve fallarından kendisine gelecek tayin eden, sözde gelecekten haber veren duygu bezirganları medyumlardan dahi medet umacak kadar ladini bir zihniyete bürünen ruh hastası bayanlardan tutunda, onların bu zaaflarından yararlanmaya çalışmak için pusuda yatan art niyetli, abis ur misalli erkeklerin var olduğu bir dünya haline gelmesi son derece düşündürücü durum değil mi? Çok sayıda MSN-Facebook adresleriyle ve birden çok telefon numarasıyla başka başka isimlerle kendisini internetten sözde eş arama adı altında pazarlayan bayanlardan tutunda onları tuzağına düşürmek için her türlü bukalemunluğa hayâsızca, fütursuzca, sınırsızca soyunan yalancı, sahtekârların var olduğu ve bu alanın ahlaksızlık, hayasızlık, sanal seks pazarı haline geldiğini görmek içler acısı bir durum değil mi? Milyonlarca üyesi bulunan sosyal paylaşım sitelerinden özellikle Facabook, Msn ve diğer sohbet siteleri ile telefonda yapılan ahlaksızlıklar her geçen gün sınırları zorlayıp önü alınamayacak boyutlara gelmişken bunlara paralel olarak, ilgisizlikten sevgisizlikten, madden ve manen ihmal edilerek evini terk etmek zorunda kalan bayanların ve çocukların düşeceği ahlak dışı yaşamı neden dikkate alınmıyor? Sabahlara kadar amacı dışında yapılan web cam ve telefon sohbetlerinde sergilenen cinsel-likler ve bu uğurda yaşanılan uykusuzluklar, uzun süre bilgisayar başında kalmaktan ve telefonda konuşmaktan kaynaklı yaşanılan eklem ağrılar, asabilik, göz yorgunlukları ve kızarıklıkları, boyunda ve sırt bölgesinde baş gösteren eklem ağrılarının yanı sıra bu bölge-lerde zamanla oluşan fıtık, aşırı baş “migren başlangıcı” ağrıları, mide bulantıları, iştahsızlık, halsizlik yaşayan, psikolojisi bozulup depresyon geçiren, kredi kartlarından düşüncesizce yaptığı harcamalarından dolayı kart borçları altında yıpranan kadın ve erkeklerin ruh sağlığını düşünebiliyor musunuz? Hele hele sağlığımız bu kadar olumsuz yönde etkilenirken, sahte-kârlıklarla bütünlük içerisinde daha birçok olumsuzlukları bünyesinde barındırmasına rağmen hayatımızın en önemli dönüm noktasını oluşturacak olan evlilik gibi hayatiyet arz eden bir kararın buralarda alınması içler acısı bir durum değil midir? Böylesi bir yaşamı kendisine ilke edinen ve ahlaki yapısı, ruh hali bozulmuş, dini değerlerinden uzaklaşmış, hemen hemen tüm değerlerinde yozlaşma görülen, mesaisini ve maddi imkânlarını buralarda harcayarak evlilik yapan ailede yetişen neslin o topluma katkısı ne olabilir ki? Kaldı ki, şu da bir gerçek, buralarda evlilik, mutluluk, huzur beklemek, maddi bir imkân aramak için kendisini pazarlayanların ya evlenmeden kendilerini kirlettikleri ile kaldıkları, ya da evlendikten 3-5 ay sonra ayrıldıkları gerçeği de göz önünde ve muhakkak iken, bu bataklıktan çıkmama ıslarlarına bir anlam veremediğim gibi, o kişileri de ruh hali bozulmuş, insanlığın yüz karası, kötü örnek abidesi zararlı varlıklar olarak görüyorum. İnternet, eşlerin diğer insanlarla coğrafi sınırlar olmaksızın ülke içinde ve ülkeler arasında hızla tanışmasına ve hatta kendi eşlerinden daha yakın, sıcak, samimi şekilde iletişime geçmesine de olanak sağlıyor. Bu nedenle, özellikle yurt dışında yaşayanların sahte ve yalan sözlerine inanarak oralara gitme hevesinde olan bayanların, oradan sahte sözcükler içerisinde göz kamaştıran mutluluk ve evlilik vadinde bulunan erkeklerin yaz tatiline geldiklerinde buluşup birlikte olduktan sonra bir bahane ile terk edip evlenmeden gitmeleri, internet ve telefon üzerinden kurulan ilişkilerin ne kadar sağlıksız olduğuna açıkça bir örnek teşkil etmiyor mu? Kaldı ki, yurt dışında yaşayanların genelinin de borç batağında, hatta ve hatta çektikleri kredilerle Türkiye’ye birçoğunun izine geldikleri de bir gerçek iken, tüm bu olumsuzlukların ortada olduğu kişilerle internet ve telefon gibi iletişim araçları vasıtasıyla tanışarak hayatiyet arz eden evlilik karırının alınmasını bırakın, düşünülmesi bile talihsizlik değil de ya nedir? Zaman zaman kontrolden çıkarak web cam sekslerinin, ahlaksızlık, iğrençliklerin yaşandığı ve çıplak görüntülerin çekildiği, bunların özellikle geç saatlerde yaşandığı, pek çok özel şeyin de paylaşıldığı bir noktaya gelmiş olması ürkütücü boyutlara ulaştı. İnternet üzerinden hayatı-mızın her alanına özelliklede evliliğe zarar getirebilecekken aldatmaya, yalana, günübirlik ahlaksız ilişkilerin yaşanması niye? Evli-bekar-dul internet kullanıcılarının %35’inin internette, %37’sinin telefonda düzenli olarak sanal seks yaptığını ve bunu bir kere deneyenlerin dahi bundan uzaklaşamadıkları yapılan araştırma sonucu da ortada iken buralarda zaman kaybetmek niye? Bu durum, evli ya da ciddi bir ilişki içerisinde olduklarını zannedenler için büyük bir tehlike olduğu kadar, herhangi bir evlilik ilişkisi olmayan dul ya da bekârlar içinde bir o kadar tehlikeli gelişmedir. Kim eşini internet ve telefonda tanıştığı biriyle kaybetmek ister ki? Yâda kim internet ve telefondan tanıştığı birisiyle evliliği düşünebilir ki? Kim namusunu internet ve telefon karşısında kendisini sureti haktan gösteren sahtekârlara yalancılara pazarlayabilir ki? Evlilik gibi hayati önem arz eden bir kararın alınmasında internettekilere ve telefonun diğer ucunda kendisini dürüst gösteren ihanet abidelerine ne kadar güvenilebilir ki? Kanımca, hayatlarının her alanının olumsuzca etkilendiği, buralardan cinsel egolarını tatmin eden sapık ruhlu kişilerle, evlilik, mutluluk huzur bekleyen bayan-erkek her kim olursa olsun hepsinin sağlık durumları ve ruh halleri öncelikli olarak sorgulanması gerekmez mi? Web camdaki iletişimin sadece kelimelerle sınırlı kalmadığı, sesin tonu ve vücut diliyle de pek çok cinsel mesajların verildiği, bakarak, gülümseyerek, aşk çağrışımı içeren paylaşımlarda bulunularak ve iç gıcıklayıcı kıyafetlerle karşı tarafa pek çok cinsel ve duygusal mesajların verildiği, eşlerin dahi birbirleriyle hayâsından, edebinden dolayı paylaşamadıkları ve içlerinde gizledikleri egolarını sınırsızca, fütursuzca sergileyen bir toplumdan ne beklenebilir ki? Bu alanlardaki ilişkilerin kısa sürede sevgiye, duygusallığa ve hatta buluşarak birlikte olmalara kadar vardığı kaçınılmaz bir gerçekken, ben onlarla dalga geçiyordum diyerek kendisini avutan ruh hastası zavallılardan tutunda, kullandım bir çarşaf gibi attım diyecek kadar hayâsızlaşan namus düşmanı birçok sapık ve ruh hastasının var olduğu bu alan toplumundan ne beklenebilir ki? Aile içerisinde çocuklarına, çevresine, akrabalarına, hepsinden önemlisi kendisine ve kendisini yaratan rabbine karşı kulluk görevini bu ve benzeri yerlerde boş zaman geçirerek ihmal edenlerin mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayabilmeleri mümkün mü? Aile içi iletişim kopukluğu yaşanan ailelerde yetişen çocuklardan dinine, vatanına, milletine, anne ve babasına, akrabalarına ve insanlığa faydalı birer birey olur mu? Bu ailelerde yetişen çocuklar gelecekte sağlıklı bir yuva kurabilirler mi? Buralarda cinsel egolarının peşinde çarşaflaşan, figüranlaşan zavallı biçarelerin sağlık sorunlarını, ruh hallerini düşünebiliyor musunuz? Oysa, dinimiz ilme, okumaya ve öğrenmeye büyük bir önem vermişken, kadın-erkek bütün Müslümanlara, kendilerine gerekli olan ilimleri öğrenmeyi farz kılmışken, o kadar ki, İnsanlığa hidayeti ve gerçek saadeti göstermek üzere Mekke’de nazil olan Kur’an-ı Kerim’in ilk ayeti de Hz. Peygambere “Oku” olmuşken, 21.yy bilgi çağında bilgiden, okumadan uzak durup, ahlaksızlığın, cinsel egosunu tatmin edebilmek adına sözde evlenmek adına şehvetin peşinde fütursuzca koşanların ne kadar zavallı ve kayıpta oldukları ortada değil mi? Namus ve mukaddesat için daha yakın tarihimiz olan Kurtuluş Savaşımızda yüz binlerce genç bedenleri, telefon ve internet yolu ile sakınmadan kirlettiğimiz namus ve mukaddesatımız uğruna şehit vermedik mi? O namusa, namahrem ellerin dokunmaması, mahrem gözlerin şehvetle bakış-ların ilişmemesi, ahlaksızlık hayâsızlık iğrençliklerle dolu söylem ve eylemlerin muhatabı olmaması için şehit vermedik mi? Şimdi, günübirlik sapıkça egoların, geçici dünya nimet-lerinden bir anlıkta olsa istifade etme adına, süfli emellerimiz peşinde koşarken, yukarıda saydığımız onca değerlerimizi telefon ve internet yolu ile kaybetmemiz aziz şehitlerimize ve inançlarımıza ihanet değil de ya nedir? Geliniz, geliniz o zaman aslımıza yol yakınken biran önce dönelim, yüce Allah’ın bizlere bahşettiği başta namus olmak üzere bunca güzide değerlerimizi bu bataklıklardan gıdasını alan insanlığın yüzkarası namertlere kendi ellerimizle kirlettirip yok ettirmeden ivedilikle tövbe ederek dönelim. 04.02.2013
Hamit KURT
|