Bir oyun ve oyalanmadan ibaret olan dünya hayatı geçici bir konak, imtihan edileceğimiz bir mekândan başka bir yer değildir. Bir imtihan yurdu olan bu dünyada, imtihanı geçebilmenin en güçlü adresi şüphe yok ki inançlı ailelerdir. Bizler için “muhkem” bir kale olan aile yuvaları, üzerinde en çok titizlik gösterilmesi gereken kurumdur. Zira aile kavramının çözüldüğü bir toplum çöker ve ahîret yurdumuzu ise tehlikeye sokar. Yüzyıllardır sistemli bir şekilde aile değerlerimiz yıpratılmaya çalışılmakta, bilgi teknolojisinin zirveye çıktığı günümüz dünyasında internetteki sosyal paylaşım siteleri “MSN-Facebook.vs.” , evlilik siteleri, cep telefonundan tanışılarak kısa sürede maddi çıkarlar üzerine yapılan evliliklerle, özellikle de bazı televizyon kanallarında hiçbir değerlerimizle örtüşmeyecek nitelikte kasıtlı olarak hazırlanan evlilik programları, TV. Dizileri vs. aracılığıyla da bu yıkım artırılarak sürdürülmektedir. Devlet tarafından ailelerin tüm sorunlarına el atılması amacıyla bir bakanlık kurulmasına rağmen aile kurumumuzun içindeki değerler planlı ve sinsice hızla boşaltılmakta, toplumsal huzurun tek kalesi olan aile kurumumuzu yıkmak için bin bir türlü senaryolar sahnelenmekte. Bu yıkım sürecinde bilerek ya da bilmeyerek şüphesiz hepimizin payı vardır. Yıllardır, “Özgür kız”lardan söz edip durduk. Çağdaşlaşma adına, kızlarımızdaki ahlak ve maneviyatın kökünü kuruttuk, kalplerini çöle çevirdik. Şimdi ise ahlaki ve manevi değerlerden yoksun yetiştirdiğimiz nesillerimizden yakınıp duruyoruz. Aile içerisindeki mahremi ortadan kaldıran kitle iletişim araçlarıyla eşler arasındaki eşitlikten, hayatın müşterekliğinden dem vurarak kadınımızı eşine, erkeğimizi de hanımına karşı nefret ve şiddet duyguları ile bezendirdik. Allah’ın ne söylediğine kulağımızı kapattığımız için, ortaya attığımız yalanlarla maalesef bu günlere geldik. Artık, aile içi en ufak tartışmalar dahi boşanma ile sonuçlanır oldu. Ahlak ve maneviyatı hızla çöken bir toplumda, huzurlu, mutlu ve güvenli bir aile yaşamı olur mu? Oysa İslam Dînî, dünya ve ahîret saadeti için, yuva kuracak gençlere ve yeni kurulmuş ailelere yapmaları gereken her şeyi anlatmıyor mu? Peygamber Efendimiz (sav)’de eş seçiminde, “Bir kadınla dört özelliği için evlenilir; malı, soyu, güzelliği ve dini için…. Siz dindar olanını seçin.” buyurmuyor mu? Bu sebepledir ki, ailenin kuruluş aşamasının ilk adımı olan eş seçiminde dikkate alınan bu dört unsuru, vakıayı tespit çerçevesinde saymaktadır. Vakıayı tespit ise, insanlar arasında âdet olanı, olduğu gibi dile getirmektir. Nitekim Peygamber Efendimiz, eş seçiminde “dindar olanı” tercih etmemizi önemle ve özellikle tavsiye etmiştir. Güzelliğin, zenginliğin, soyluluğun ve mesleki kariyerin hem geçici, hem de olumsuz gelişmelere ve bir takım çatışmalara vesile olduğu binlerce kez tecrübe edilmiştir, Dindarlık ise bütün beşeri ve dünyevi özellik ve niteliklerin özünde ve ötesinde, her türlü şart altında faydası görülecek ve kendisiyle mutlu olunabilecek bir vasıftır. Dini ve ahlaki değerlerle yetişmiş eş ve bunların oluşturduğu aile bazılarının sandığı gibi sadece sıkıntılı zamanlar için değil, mutlu ve sevinçli zamanlar için de aynı derecede gerekli ve geçerlidir. Yine bir başka hadiste, “Kim biriyle parası için evlenirse, Allah onu fakir kılar”, “Kim bir kadınla sadece soyu, şerefi ve itibarı için evlenirse, Allah o kimseyi zelil eder. Kim bir kadınla sadece malından dolayı evlenirse, Allah onu fakir kılar. Kim de gözünü haramdan korumak, ırz ve namusunu muhafaza etmek, akrabası ile ilişkilerini devam ettirmek için evlenirse, Allah bu evliliği iki taraf için de hayırlı ve uğurlu kılar.” Buyrulmaktadır. Eş, kişi için göz aydınlığıdır “Rabbimiz! Bize göz aydınlığı olacak eşler ve çocuklar ver” “Furkan Suresi 25/74” Ayetinde “göz aydınlığı” diye nitelenenler öncelikle Saliha eşlerdir. Huy güzelliği “dindarlık” ile desteklenmesi halinde, sürekli mutluluk sebebi olur. Bu da göz aydınlığının tâ kendisidir. Müminlerin en olgunu, tercihini ve seçimini Saliha bir eşten yana kullanması istenen Müslüman erkeklere, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet Mustafa (sav), şu gerçeği hatırlatır; “Müminlerin en olgunu, ahlakı en güzel olanlardır. Sizin en hayırlılarınız kadınlarına karşı hayırlı olanlarınızdır.” Peygamber Efendimiz, ailedeki huzur ve mutluluğu sağlamak için şu gerçeği de hatırlatmıştır: “Şayet ben bir insanın bir başkasına secde etmesini emredecek olsaydım, hanımın kocasına secde etmesini emrederdim” ifadesiyle de üslup ve vurgu olarak ailedeki huzurun “sadakat ve itaat” noktasında toplandığını vurgulamıştır. Aile yuvası, birbirlerine tahammül etmesini bilen merhamet, sadakat ve feragat sahibi eşler sayesinde ancak huzur yuvasına dönüşebilir. Bu sebeple, aile yuvasını geçici heveslerin tatmin ocağı olarak değil, sonuçları itibariyle öteki dünyaya uzanan, oradaki hayatın şeklini tayin eden “ebedi bir kurum” olarak görmek gerekir. Böylesi bir bakış açısına sahip eşlerden oluşan aileler, daha doğrusu manevi değerlerle bezenmiş aileler, dünya için olduğu kadar gerçek dünya olan ahiretimiz için de güven kaynağıdır. Sevgili Peygamberimiz bir başka hadisinde, dünyada elde edilmesi için gayret gösterilmeye değer bulduğu kıymetleri; “Şükreden gönül, zikreden dil ve ahîret işlerinde kocasına yardımcı olan dindar hanım” olarak bildirmiştir. Bu bakımdandır ki, hayatımızın en önemli dönüm noktasında evlilik gibi bir kurumun oluşturulmasında İslam Dînî, Saliha eş seçimini ısrarla ve önemle tavsiye etmiş, dînî ve ahlaki değerlerle bezenmiş eşlerden oluşacak aile kurumunun tercih edilmesiyle dünya ve ahret mutluluğunun yakalanabilineceği vurgulanmıştır. Süfli emeller peşinde koşmadan, bizlere Allah’ın birer emaneti olan çocuklarımızı Kur’an-ı Kerim’in emri üzere yetiştirip,şu geçici dünyada kısacık ömrümüzü yanlış kişilerle, yanlış kararlar alarak karanlığa, zindana çevirmeden, özellikle ve öncelikle hayatımızın her alanında bizlere rehber olan Kur’an-ı Kerim’in emirlerini dikkate alıp, sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammet Mustafa’nın da tavsiyelerine uyarak, hayatımızın en önemli noktasını oluşturan evliliklerimizi sağlam temeller üzerine inşa etmemiz dileği ile selam ve sevgilerimi sunarım. 07.03.2013
Hamit KURT
|